Ne zaman bir çıkmaza girsem, gece uykularım kaçsa, karanlıkta tavana bakar, şimdi uyuyacağım derim. Ancak bunun faydalı olmadığını görünce başucu lambamı yakar, komodin çekmecesinden kalem-kağıtlarımı çıkarırım ve aklıma takılanları yazmaya başlarım. Uykumu kaçıran şeyin cevabını bir günde bulamıyorsam, ertesi gece kaçan uykumun hırsızı olan sorunun cevabını bulmak için kütüphanemin karşısına geçer, elimi kitaplarımın üzerinde gezdiririm. O kitaplar ki yıllardır hayatımı çeşitli durumlarda kurtarmış hazinelerdir. Benim inancıma göre bir yazarın bir kitabı yazması için geçen sürede yaptığı araştırmalar, okuduğu kitaplar ve hayat birikimine sahip olmak için başka bir hayatı yaşamak gerekir. Bu nedenle her kitap başka bir yaşamdır benim için ve çok eşsiz bir değerdedir.
Kitaplarımı yıllar içinde arayışlarıma göre o kadar özelleştirdim ki, uykumun kaçtığı gecelerde elimi attığım hangi kitapsa çözüm oradan geliyor. Geçen gece de böyle bir durumdaydım. Odaklanmakta zorluk çektiğimi şiddetle fark etmiştim, bu dönemi atlatmak için bir kaynağa ihtiyacım vardı. 2003 yılında sahip olduğum ama hiç okumadığım halde zamanını bekleyen bu kitaba elimi uzattım.
“Odaklanmanın Gücü” Yazarlar: Jack Canfield, Mark Victor Hansen, Les Hewitt.
…ve kitapta beni yola getiren satırları okumaya başladım;
“Odaklanmanızı artırmak için iki kulağınız arasında fısıldanan olumsuz iç sesinizi durdurun. Bu olumsuz iç sesler size çoğu zaman hezeyan verir ve ulaşmak istediğiniz yolda sizi korku ve endişeye sürekler. Onun yerine aslında neyi başarmak istiyorsanız onun ile ilgili olumlu iç seslerinizi artırın.
Çalıştığınız yerdeki insanlar da odağınızı bozma girişiminde bulunabilir. Özellikle açık ofiste çalışıyorsanız tam bir işin ortasındayken 5 dakikan var mı diyerek araya girenler sizden 5 dakika değil aslında tam bir toplantı zamanını alırlar. Önceliklerinizi iyi yönetmek için gerektiğinde karşınızdakine Hayır demekten endişelenmeyin. Danny Cox önceliklere odaklanmayı Kurbağa örneği ile açıklar. “Yutacak bir kurbağanız varsa, ona uzun süre bakmayın. Birden fazla kurbağanız varsa önce en büyüğünü yutun.” Çoğu insanın yaptığı gibi, işe en kolay ve en az önemli olanla başlamayın. Yoksa günün sonunda, birinci önceliğiniz, en büyük kurbağa yerli yerinde duruyor olur.
Telefon çok önemli bir işe odaklandığınızda dikkatinizi dağıtan ve sizi ele geçiren sinsi bir aygıttır. iki saat rahatsız edilmek istemiyorsanız sessize getirdiğiniz telefonunuzdan uzak durun. İşiniz bitince de arayanlara geri dönmeyi ihmal etmeyin.
Zamanınızı önemli işleriniz için önceliklendirirken toplantılarınızı ve görüşmelerinizi bir doktor gibi ajandanıza saat saat kaydedin. Siz zamanınızı yönetmezseniz, başkaları sizin zamanınızı yönetir. Unutmayın başarılı insanların çoğu genelde güne erken başlar. Çünkü güne başlamak için yapılması gereken her şey, gün başlamadan hazır hale getirilir.
Zamanınız sizi değil, siz zamanınızı yönetin derken alışkanlıklarımıza da bakmamız iyi olur. Her gün TV izleyen, sosyal medyada gezinmenin, çocuğunun okul başarısını olumsuz etkileyeceğinden endişelenen anne-babalar var. Bunun için TV, Ipad kısıtlamasına gidiyorlar değil mi? Peki aynı şeyi kendileri için neden düşünmüyorlar? Nielsen Araştırma şirketinin raporuna göre insanlar günde 6.5 saat TV izliyor. Bunun içine her an her dakika sosyal medya takibi, toplantılarda bile gelen bildirim mesajlarını vazgeçmeden okumayı da eklersek rakam epey yükseliyor. İşte size bir öneri: bir hafta tv izlemeyin, facebook, youtube, instagram …kullanmayın ve o hafta içinde ne işler başardığınıza bir bakın. Hayrete düşeceksiniz. pek çok insanın zevk almadığı bir işe ya da mesleğe sahip olmamasının bir nedeni de ustalık alanlarını geliştirme üzerine zaman ayırıp, odaklanmamasıdır.
Şimdi size “İş Odağınızı” artırmanız için bazı eylem adımlarını vereceğim:
- Önce iş yerinizde zamanınızı tüketen tüm iş etkinliklerinin bir listesini yapın. (En az 10 madde lütfen.)
- İşte ustaca yaptığınız 3 şeyi tanımlayarak, detayıyla yazın.
- İşinize sizin yapmanız sayesinde gelir getiren en önemli 3 etkinliği yazın.
- Yapmaktan hoşlanmadığınız ya da iyi yapamadığınız en önemli 3 etkinliği yazın. Düşünün bu etkinleri sizin için kim yapabilir.
- Hayır diyeceğiniz veya başkasına devredeceğiniz çok zaman alan bir etkinlik yazın. Bu kararınzın kısa süreli bir yararı ne olacaktır?
Unutmayın; “Sorgulanmayan yaşam, yaşamaya değmez”