Beden Diliniz ve Ses Tonunuz %93 oranında vermek istediğiniz mesajın iletiminde öne çıkmaktadır.

Yakında iş görüşmeniz mi var? Geçen görüşmenizde elinizi kolunuzu nereye koyacağını bilemeyen sekiz kollu bir ahtapot gibi mi hissettiniz kendinizi? Görüşme odasına girince bambaşka biri mi oluyorsunuz? İş görüşmesi öncesi bazı ipuçlarını öğrenmek hiç fena olmaz o zaman.

İş görüşmesi o çok istediğimiz firmaya girmemiz için en önemli değerlendirme yeridir. O nedenle iyi bir hazırlık gerektirir. Kimi zaman o işin gereklerine uygun iyi bir öz geçmişimiz olsa bile, iş görüşmesi sırasındaki performansımız nedeniyle işi kaybederiz. Bunun çok çeşitli nedenleri olabilir; Kimi zaman az konuşup kendimizi az ifade ettiğimiz için, kimi zaman çok konuşup konuyu dağıttığımız için, kimi zaman olumlu bir ilk izlenimi baştan veremediğimiz için, kimi zaman mülakatı yapan kişi ile uyum yakalayamadığımız için, kimi zaman da görüşmede istekliliğimizi ve enerjimizi gösteremediğimiz için…

Şimdi gelin adım adım iş görüşmesinde neler yaşıyoruz bir bakalım;

Geçmiş tecrübelerimden kendimi en çok rahatsız hissettiğim bölüm; iş görüşmesine (mülakata) alınmadan önce bekleme odasında beklemektir. Genelde insanlar beklerken gerilimlerini azaltmak için başları öne eğik olarak, cep telefonlarıyla ilgilenirler ya da hazırlıklı bir zihin için öz geçmişlerine neler yazdıklarını tekrar düşünürler. Davranış Uzmanı Amy Cuddy uyarıyor; bekleme aşamasında beden duruşunuz ne kadar kapalıysa (baş önde eğik ve duruş iki büklüm), o sırada salgıladığınız stress hormonları içerideki performansınızı o kadar olumsuz etkiliyor. Bu nedenle daha bekleme odasında otururken kendinizi mülakata bedenen hazırlayın. Duruşunuz, sırtınız dik olsun ve başınızı öne eğerek, kambur bir duruşla bir şeyler okumayın.

Bekleme odasında oturuş şekliniz az sonraki performansınızı etkileyebilir.

İlk izlenim saniyeler içinde oluşur. Olumlu bir ilk izlenim yaratmak için sesinizin alçak mı yüksek mi çıktığına, hızlı mı yavaş mı konuştuğunuza dikkat edin. Buradaki ölçü takip edilebilir bir hızda ve alçak olmayan canlı bir ses ile konuşmaktır.

Yıllarca mülakatlarda ya da müşteri ziyaretlerinde elinizi gevşek tutarak el sıkışmayın (ölü balık) dendi. Bunu bir performans kriteri olarak alan adayların bazıları aşırıya kaçıp, bu sefer de çelik gibi sıkı el sıkmaya başladılar. Bu şekilde elimin çok acıdığını ve bu davranışın özgüvenli gelmediğini söylemeliyim. Hatta bazı uzmanlar bu şekilde el sıkışmayı kibirlilik olarak değerlendiriyor. Bazı adaylar ise kimin eli üstte oyunu oynar gibi kendi elini, el sıkışma esnasında kuvvetle üste almaya çalışırlar. Böyle el sıkışmak egonuzu üste çıkarabilir ama mülakatta olumlu bir ilk izlenim kazandırmaz. El sıkışırken ellerinizin kuru olmasına, mümkünse sağ elinizi kullanmaya, gülümseyerek karşınızdaki ile göz teması kurmaya dikkat edin. Ne çok sıkarak, ne de çok gevşek tutarak el sıkışın. Onun yerine karşı tarafa güven verecek bir sıkılık ile el sıkışın.

El sıkışırken ne ölü balık tutar gibi güvensiz, ne de çelik gibi sert el sıkın.

Bekleme odasındaki sırtınızın dik duruşunu mülakat odasında da sürdürün. Çoğu kişinin artık bildiği gibi kollarınızı kavuşturarak oturmaktan kaçının, elinizi cebinize sokmayın, kollarınızı yanlarda açık olarak konuşmanıza eşlik edecek şekilde, jest olarak kullanın.

Oturduğunuz koltuğun yüksekliğini ayarlamanız rahat etmenizi sağlar.

İş görüşmeleri genelde toplantı odalarında yapılır. Toplantı odalarında sıklıkla yüksekliği ayarlanabilir ofis koltukları olur. Gün içinde bu koltukları bir çok kişi kullanır ve her kullanan kendine göre yüksekliğini ayarlar. Oturacağınız koltuğu sizden önce kullanan çok yüksekte veya çok alçakta bıraktıysa, oturmadan önce koltuğu  mülakat yapacak kişinin de gerekirse yardımını alarak, ayarlayın. Aksi takdirde cankurtaran gibi karşınızdakilerden daha yükseğe kurulmuş olarak kendinizi bulabilirsiniz. Ya da tam tersi, herkesten daha alçakta bir koltukta kendinizi daha ufak hissedebilirsiniz. Dolayısıyla mülakata rahat oturacağınız bir şekilde başlamanız önemlidir. Bazen de arkası geniş bir kanepede oturmanız gerekebilir; eğer sizin boyunuz  için bu derinlik fazlaysa arkanıza yaslanmaya çalışmayın. Tahmin edersiniz ki arkaya yaslanayım derken yatar pozisyona geçmiş olursunuz, bu da sizin aşırı rahat görünmenize neden olur.

Göz teması kurmak karşınızdaki kişiyi aktif olarak dinlediğinizi göstermeniz için önemlidir. Göz kontağınızı görüşme boyunca  %100 koruyamayabilirsiniz. Endişe etmeyin. Araştırmalar %70 oranında göz kontağı kurmanın kendinize duyduğunuz güveni yansıtmak için yeterli olduğunu söylüyor. Zaten size sorulan sorulara yanıt vermeden önce, düşünürken göz kontağını saniyeler içinde kaçırmanız normaldir. İyi bir göz kontağı karşı tarafın anlattıkları ile ilgilendiğinizi ona hissettirmeniz içindir. Bazen mülakatı yapan kişi tektir ve sürekli önündeki kağıda anlattıklarınızı not alıyordur. Bu nedenle sizinle kısıtlı göz kontağı kurar. Bu durumdan gerilen adaylar olur, ama siz bilin ki mülakatı yapan sizi dinliyor ve takip ediyor. Aynı motivasyon ile anlatmaya devam edin. Unutmayın şirketler kendi organizasyonlarında çalışmaktan heyecan duyacak adayları ararlar. Eğer orada çalışmak size heyecan veriyor ise bunu gösterin, tabii ki aşırıya kaçmadan. Ne kadar mülakat performansının yarattığı gerginliğiniz de olsa, mülakata taş duvar bir yüz ile girmeyin ve pozitif bir izlenim bırakacak kadar gülümsemeyi hatırlayın.

Bazı kişiler mülakat ortamının yarattığı gerginlikle mücadele etmek için her konuşma boşluğunu kendileri konuşarak değerlendirirler. O zaman aşırıya kaçan ve gerekli olmayan bir konuşma içeriği ile mülakatı yapan karşı karşıya kalır. Bu durum mülakatı yapan, işe alımcının, sizin hakkınızda önemli olan notları almasına engel yaratır ve odak dağılır. Mülakat boyunca sizin hakkınızda bilinmesi gerekenlere cevap verirken, karşı tarafın sizi takip edebilmesini sağlayın, paragraf başlarında es (kısa duruşlar) verin. Mülakata ayrılan zamanın %50’sinde siz, %50’sinde mülakat yapan konuşabilmelidir.

Mülakat yapanla uyum yakalamak için olumlu bir dil kullanmaya çalışın. Olumsuz ifadelerinizi -yapmam, -olmam, -gitmiyor,… yerine cümlelerinizi yine aynı amaca ulaşan olumlu ifadelerle kurun. Gülümsemenin rahatlatıcı gücünü ve yarattığı  olumlu havanın etkisini kullanın. Bu olumlu hava mülakat yapanı da rahatlatacak ve ilişki geriliminizi azaltacaktır.

Mülakat gerginliği sırasında bazı tiklerimiz sahneye çıkmak ister ve bizi rahat bırakmaz. Kendi tiklerinizin farkındaysanız bunları kontrol etmeyi hatırlayın. Burada bahsettiğim tikler mülakat sırasında karşı tarafın dikkatini dağıtıyorsa veya aday olduğunuz işi yapmanıza sorun çıkaracaksa önemlidir. Değilse kafanıza bir de tiklerinizi takmayın.

Uzmanlar profesyonel bir görüntüyü bozacak aşırı moda veya trend kıyafetler ile mülakata gelmekten kaçınmanızı tavsiye ediyorlar. Benzer özelliklere sahip olan iki aday arasında kalan işe alım müdürlerinin % 65’i adayın kıyafetine göre seçimlerini yapabiliyor. Görüşme yapacağınız firmanın kültürünü mülakattan önce varsa orada çalışmış veya çalışan tanıdıklarınızdan ve/-ya web sayfa/sosyal medyadan öğrenmeye çalışın. Aday olduğunuz pozisyona göre davranış sergilemeye dikkat edin.

Unutmayın mülakatta kapıdan girerken;

%55 giyiminiz, beden duruşunuz, elinizi kolunuzu ve mimiklerinizi kullanışınız, enerjiniz,

%38 sesinizin tonu, telaffuzunuz, konuşma içeriğinize sesiniz ile yaptığınız vurgu,

%7 söylemeyi seçtiğiniz kelimeler, konuşma içeriğiniz ile yarattıklarınız  karşı tarafa ilk izlenimi verir.

Beden Dili hakkında daha fazlası için, Amy Cuddy’nin TED Talks’ta yaptığı “beden dili benliği şekillendiriyor” başlıklı video’sunu sizinle aşağıda paylaşıyorum;

Bu yazımda hem yönetici olarak kendi işe alım tecrübelerimden, hem aday olarak katıldığım iş görüşmelerimden, hem de kariyer koçluğu tecrübelerimden oluşan bir paylaşım yaptım. Mülakat performansı için daha fazla katkı isteğiniz ve sorularınız için elif.alpcan@elixirkocluk.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.